26 Şubat 2014 Çarşamba
24 Şubat 2014 Pazartesi
21 Ocak 2014 Salı
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİ YÜRÜTMEDE YAŞANACAK SORUNLAR
Uzun zamandır aklımda olan bir yazıyı
yazmak istiyorum. Konu son zamanların en gözde konusu İş Sağlığı ve Güvenliği
Uzmanları Çalışma Usul ve Esasları. Bu şekilde yazınca yönetmelik ve kanunlar
hakkında bir özet gibi düşünülse de, düşünüldüğünün aksine şu anda uygulamada
olmayan ama olması gerektiğini düşündüğüm bir bakış açısını açıklamaya
çalışacağım.
Bilindiği üzere İş Sağlığı ve Güvenliği
hizmetleri mevcutta ya OSGB’ler, ya TSM’ler ya da işyerlerinde
görevlendirdiğimiz İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları vasıtası ile sağlanıyor.
Gerek İşyeri Hekimleri gerek İş Güvenliği uzmanları, gerek OSGB ler ve TSM ler
ücretlerini hizmet verdikleri işverenlerden alıyorlar. İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu iş yerlerinde hayati bir tehlike olduğunda bunun giderilmesi
için işverenlere bildirimde bulunulduğunda mali nedenlerle riskleri önlemeye
yönelik gerekli önlemler alınmadığında yani işverenler nedeniyle bildirim
sonucunda riskleri önlemeye yönelik sonuç alınamazsa bakanlığa bildirimde
bulunulmasını ve belli şartlarda da gerekirse iş durdurma kararı verme gibi bir
takım sorumlulukları İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarına yükleniyor, kısacası
işverenlerimizi şikayet etmemiz bekleniyor. Peki, Türkiye’de İş Sağlığı ve
Güvenliği Kültürü henüz oturmamışken hatta ve hatta uzmanlara düşen sorumluluğu
ve riskleri tam olarak uzmanlar bile idrak edememişken İş Sağlığı ve Güvenliği
Uzmanlarının iş güvencelerini kim sağlayacak. Görevini doğru şekilde ifa
ederken İki gün sonra adı şikayetçiye çıkınca onun yanında kim olacak.
Bunları düşünürken İş Sağlığı ve
Güvenliği hizmetlerinin olması gereken şekli aklımda belirdi. Bana göre Tüm İş
Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Çalışma Bakanlığı tarafından sağlanmalı ve
İşyeri hekimleri ve İş Güvenliği Uzmanları kısaca İSG Uzmanları Bakanlık
bünyesinde görevlendirilmelidir. İşyerleri hizmetleri bakanlıktan satın
aldıkları için işyerlerinde sağlanması gereken şartları işverenlere bildirirken
sorun yaşanmayacağı, İSG Uzmanlarının iş kaygılarının olmayacağı bu nedenle
işlerini ifa ederken psikolojik baskı altında hissetmedikleri için raporlarını
daha reel verilerle hazırlanacağı bir gerçektir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarının
maaşları da devlet bütçesine ek bir yük olmayacaktır. Şöyle ki İş Sağlığı ve
Güvenliği Hizmetlerini işyerleri bakanlıktan satın almak zorunda olacakları
için İSG Uzmanlarının maaşları, SGK primleri buradan gelen gelirle
sağlanabileceği gibi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına da bu şekilde bir
ek bir gelir sağlanmış olacak, bu sistem uygulandığı takdirde denetimlere de
ihtiyaç azalacağı gibi iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne de ciddi
anlamda geçilmiş olacaktır. Bu durumda iş kazalarının ve meslek hastalıklarının
ülke ekonomisi üzerindeki mali yükü ciddi oranda azaltacak, Ülkemizi hem muasır
medeniyetler seviyesine çıkacak hem de maddi ve manevi her yönden kazancımızı
artmış olacaktır.
Saygılarımla,
Fatma ULUSOY
Bilgisayar Mühendisi
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)