21 Ocak 2014 Salı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİ YÜRÜTMEDE YAŞANACAK SORUNLAR

Uzun zamandır aklımda olan bir yazıyı yazmak istiyorum. Konu son zamanların en gözde konusu İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Çalışma Usul ve Esasları. Bu şekilde yazınca yönetmelik ve kanunlar hakkında bir özet gibi düşünülse de, düşünüldüğünün aksine şu anda uygulamada olmayan ama olması gerektiğini düşündüğüm bir bakış açısını açıklamaya çalışacağım.

Bilindiği üzere İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri mevcutta ya OSGB’ler, ya TSM’ler  ya da işyerlerinde görevlendirdiğimiz İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları vasıtası ile sağlanıyor. Gerek İşyeri Hekimleri gerek İş Güvenliği uzmanları, gerek OSGB ler ve TSM ler ücretlerini hizmet verdikleri işverenlerden alıyorlar.  İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu iş yerlerinde hayati bir tehlike olduğunda bunun giderilmesi için işverenlere bildirimde bulunulduğunda mali nedenlerle riskleri önlemeye yönelik gerekli önlemler alınmadığında yani işverenler nedeniyle bildirim sonucunda riskleri önlemeye yönelik sonuç alınamazsa bakanlığa bildirimde bulunulmasını ve belli şartlarda da gerekirse iş durdurma kararı verme gibi bir takım sorumlulukları İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarına yükleniyor, kısacası işverenlerimizi şikayet etmemiz bekleniyor. Peki, Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü henüz oturmamışken hatta ve hatta uzmanlara düşen sorumluluğu ve riskleri tam olarak uzmanlar bile idrak edememişken İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarının iş güvencelerini kim sağlayacak. Görevini doğru şekilde ifa ederken İki gün sonra adı şikayetçiye çıkınca onun yanında kim olacak.

Bunları düşünürken İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerinin olması gereken şekli aklımda belirdi. Bana göre Tüm İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Çalışma Bakanlığı tarafından sağlanmalı ve İşyeri hekimleri ve İş Güvenliği Uzmanları kısaca İSG Uzmanları Bakanlık bünyesinde görevlendirilmelidir. İşyerleri hizmetleri bakanlıktan satın aldıkları için işyerlerinde sağlanması gereken şartları işverenlere bildirirken sorun yaşanmayacağı, İSG Uzmanlarının iş kaygılarının olmayacağı bu nedenle işlerini ifa ederken psikolojik baskı altında hissetmedikleri için raporlarını daha reel verilerle hazırlanacağı bir gerçektir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarının maaşları da devlet bütçesine ek bir yük olmayacaktır. Şöyle ki İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerini işyerleri bakanlıktan satın almak zorunda olacakları için İSG Uzmanlarının maaşları, SGK primleri buradan gelen gelirle sağlanabileceği gibi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına da bu şekilde bir ek bir gelir sağlanmış olacak, bu sistem uygulandığı takdirde denetimlere de ihtiyaç azalacağı gibi iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne de ciddi anlamda geçilmiş olacaktır. Bu durumda iş kazalarının ve meslek hastalıklarının ülke ekonomisi üzerindeki mali yükü ciddi oranda azaltacak, Ülkemizi hem muasır medeniyetler seviyesine çıkacak hem de maddi ve manevi her yönden kazancımızı artmış olacaktır.

Saygılarımla,


Fatma ULUSOY
Bilgisayar Mühendisi
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı